26 Mayıs 2008 Pazartesi

Mavi domates :)

Böyle bir deyim olsa nasıl olur ? Mavi domates gibisin ? :D Eşsiz anlamına da gelebilir genetik açıdan sakat ve yarım anlamına da. Yine de ben çok sevdim mavi domatesi. Aslında bunu birine iltifat anlamında bile kullanabiliriz düşünsenize, çok gizemli, daha önce dünyada tadını kimsenin bilmediği, türünden onu ayıran çok belirgin bir özelliği olan bir şey bu. Yandaki resim tabi ki fotoşop yardımı ile kıpkırmızı olan bir domatesin bir bilgisayarda birazcık evrim geçirmiş hali ama bunu gerçek hayata uyarlarsak insan ilişkilerini irdelemek için kullanabilirsek nasıl olur. (Arkadaşlar bunları yazarken ertesi güne iki tane sınavım var ve dünya umrumda değil havasında yazıyorum o yüzden lütfen deli muamelesi yapacaksanız şimdiden kapatın, ya da okuyun gülün:) Neyse diyodum ki mavi domates. Coca cola zero gibi düşünün tadı belki içtiğinizde aynı gelicek belki farklı bilmiyorsunuz, kutusu farklı, üzerindeki Coca cola yazısının boyundan tutun kutunun şekline, kapağından tutun, fiyatına Coca colayı sizin için kola yapan şeyler onda da farklı değil mi ? Benzer bir mantıkla ilerlersek eğer bir gün mavi bir domates olursa ( burası varsayım genetik mühendisliğini işin içine katmayın ! ) yemeden önce ne düşüneceksiniz ? Bir domatesi domates yapan özelliklerin en önemlisinin kan kırmızı olması olduğu düşünülürse belki de gördüğünüz şeyin bir domates olduğuna inanmayacaksınız; ama bu önemli olmayacak çünkü Coca cola zero'yu içmenizi engelleyen bir dürtü olmadığına göre mavi domatesi de yemekten çekinmeyeceksinizdir; zehirlenmekten korkan bir insan değilseniz tabi ki. (buradan kolayı hiç içmeyen insanlara selam gönderiyorum bu konuda üzerlerine alınmasınlar ben de sevmem) Peki bunlar tamam güzel felsefe yaptık da neden domates ? Neden mavi salatalık ya da yeşil portakal değil de mavi domates ?
Valla işin orasını ben de bilmiyorum, evde otururken aklıma geldi yazayım dedim. Aslında hayatı hayat yapan bazen sıradışı şeyler oluyor; sokaktaki dilencinin japonca bilmesi gibi mesela, veya telefonla birini ararken yalnızca bir numarayı farklı tuşlarsanız karşınıza çıkacak kişinin romen olabilmesi. Bunları alay etmek için söylemiyorum aksine hepsi komik anılardır, gece yarısı telefon çalar açtığınızda karşıdaki kişi lahmacun sipariş ediyordur, uykulu halinizle burası lahmacuncu değil dersiniz tam dört kere, ve adam da dört kere soğan da gönderin der. Başka bir gün siz pide ısmarlamak için eve servis yapan bir yeri ararsınız, otobüs firması çıkar. Her ne kadar şimdi komik gelse de bunlar aslında pek çok insanın gündelik hayatının bir parçası, o yüzden hayat asla tam bir monotonluk içerisinde değil. Yaklaşık 4-5 sene önce gazetede veya bir dergide bir yazı okumuştum şarkı söylemekle ilgili. Gününüzün nasıl geçtiğinden bağımsız olarak yüksek sesle sevdiğiniz bir şarkıyı söylemenin sizi çok mutlu edeceği yazıyordu. İlk başlarda hem denemesi hem de yapması çok zor oldu ancak alıştıktan sonra otobüs durağında sizi gözleriyle didik didik eden insanların bakışına aldırmıyorsunuz. Bazen yaşlı bir teyze evladım bana mı dedin diyor, o zaman gününüz daha neşeli bir hale geliyor. "Hayır teyzecim, deliyim ben kendi kendime öyle...". Biliyorsunuz ki eve gittiği zaman artık onun da anlatacak bir hikayesi var: "bugün durakta bir çocuk gördüm, yazık deliymiş, bağıra bağıra kumralım nerdesin diye bişiler söylüyordu :)". İşte pek çok insanın monotonluktan şikayet ettiği hayattan, pek azının da o monotonluk için yalvardığı bu ilginç hayattan herkesin istediğini alabilmesinin en kısa yolu: mavi domates.
Monotonluk isteyen için her daim kırmızısının olduğu düşünülürse sorun kalmayacaktır, heyecan isteyen bu monotonluktan bıkan insanlar içinse mavi domates var artık. Sadece şunu unutmayın, sayıları çok sınırlı o yüzden doğru yerlerde ve doğru şekilde aramalısınız, eğer tarlada yetişmekte olan domatese pigment aşılarsanız bu kolaya kaçmak olur. Carpe Diem (günü yaşa) felsefesini özümsedikten sonra aramaya başlamalısınız, yoksa zaten mavi domates yiyemezsiniz. Ayrıca normal hayatınız da aksamamalı çünkü domates yetiştirirken çok su verirseniz çürür, az su verirseniz ölür (biliyorum bostanda çok domates sulamışlığım vardır!). Her şeyi ayarında yapmanız lazım, bu sayede aramanız esnasında normal hayatınız size engel olmayacaktır.

4 Mayıs 2008 Pazar

Akrep burcu insanı bi değişiktir :)

aşağıdaki yazıları çeşitli sitelerden derledim. Ha şimdi diyeceksiniz bu burcun kötü özellikleri yok mu arkadaş ? elbette var ama siz zorlamadıkça hiç kimse o kötü özellikleri göstermek istemez. ha zorlarsanız o zaman o kötü özellikleri size en güzel akrep gösterir onun da garantisini verebilirim. bu yazıyı da akrep burcundan korkuyorum diyenlere ithaf ediyorum siz işi bilmiyosunuz arkadaşlar :D

--alıntı--

Direkt ve hatta biraz zorlayıcı görünebilir, fakat altta oldukça kırılgan ve hassastır. Akrep insanı aşkı çok ciddiye alır ve birlikte olduğu insanın kendini sevmesini, takdir etmesini bekler. Akrep birlikteliklerinin başında, daha kısa vadeli ve çok fazla derin olmayan bağlantılar kurmayı tercih eder. Çünkü Akrep yara almak, incinmek korkusuyla insanları kendinden uzak tutmayı tercih eden bir özelliktedir. Eğer Akrep uzun vadeli bir ilişkiye girmişse, eşine mutlaka finansal ve duygusal anlamda emniyet vermek için elinden geleni yapar. Akrep için ilk buluşmda birlikte denize gitmek, sosyal bir faaliyet, ya da insanların biraraya geldikleri ortamları seçmek olumlu bir adım olabilir. Akrep kendini dinleyen ve anlamaya çalışan insanları sever. Karşısındaki insanın, dikkatini tam anlamıyla kendine vermesini ister. Aslında Akrep insanlarıyla tartışmaya girmek çok zor olmasına karşın, eğer karşısındaki saygısızlık ederse ya da duyarsız davranırsa, kolayca saldırgan olabilir. Ayrıca domine edilmekten ve garanti bir eş olarak görülmekten de nefret eder. Akrep'in yaşamını geçirmek için seçtiği insana karşı oldukça kıskanç ve koruyucu bir tavır aldığını asla unutmamak gerekir. Yaşamı boyunca sevgi verebilecek, zengin yürekli ve aradığı emniyeti sağlayabilecek bir eş arar. Her zaman için karşısındaki insanın duygu ve düşüncelerine değer vererek, ihtiyaçlarını tatmin etmek için enerji sarf etmekten çekinmez.

--alıntı --

kesinlikle güvenebilirsiniz, adam satmazlar, ama düşmanı olmayın, yamuk yapmayın, yoksa yanarsınız...

--alıntı--

akrep burcu en buyuk zarari kendine verme kabiliyetine sahip oldugu icin cok nadir bir burctur. yenildigi tek sey herseyi olan gururudur. mutlaka ama mutlaka icinde kin,nefret ve asla dinmek bilmeyen bir tutku barindirir. disardan hersey durgun gorunse bile aslinda icinde bitmek bilmeyen bir kasirga mevcuttur. kendi yarattigi sert kabugunun ardinda ruhlarin en narini yatar. yapilani asla unutmaz ve eger henuz kartal olamamis bir akrepse kendisine yapilan haksizligin yaratmis oldugu hirs ve kine yenik duser, kendine aci cektirmeyi bir zevk bilir. cogu zaman ici icini yer,paletinde gri yer almaz, ya siyah boyar ya beyaz. beyaz boyadigi her ne veya kimse sirti asla yere gelmeyecektir cunki kuskusuz en vefali dost, en sadik sevgili olacaktir. siyaha boyadigi ise her zaman siyah kalacaktir, ancak kartal olabilmeyi basarmis akrep o siyahin ustunu beyazla kapatabilir. kartal ya da yilan olsun oyle ya da boyle mutlaka ocunu alacaktir.gozler ruhun penceresiyse akrep burcu insaninin gozleri ardina kadar acilmis bir kapidir. bu gizemli insanin kapisindan iceri girmek isteyen cok ama iceri girebilecek cesarete sahip olan nadirdir. o kapinin ardinda yatani anca iceriye girmeye yeltenmis olan bilir. akrep burcu insani yanliz olur, zira onu sadece kosulsuz sartsiz seven zorluklarina katlanabilir. gul ve diken iliskisini belki de en iyi yansitan burc olmakla beraber her duygunun en koyusunu yasayan ve bundan baska bir yol bilmeyen bir insandir akrep insani. onu yasatan tutkudur, cocuklardan uzak yerde saklanilmali ve asla ters cevrilmemelidir.

--alıntı--

Hiçbir seyden korkmazlar. Siradan bir Akrep, fiziksel acilardan ve fakirlikten, magrur kisilerin saygisizligina ve alayina kadar herseye cesaretle gögüs gerer ve her felaketin üstesinden gelmek için sahip oldugu ruhsal güce sonuna kadar güvenir. Dostlarina son derece baglidir. Akrep kendisine verilen bir armagani veya yapilan bir iyiligi asla unutmaz ve cömertçe karsilik verir. Bunun aksine, kendisine çektirilen bir aciyi veya yapilan bir haksizligi da unutmaz ve buna verilecek karsiligin çetin yollari vardir. O, düsmani tamamiyla yok etmek, ya da en azindan ona üstün gelmek zorundadir. Nasil öç alacagini hesap eder. Akrep her seyi söyleyip yaptiktan sonra, savunmasiz birine zarar verdigi için utanç duyar. Saglik durumu, onun tipik karakterini yansitir. Asiriliklarla, melankoli veya fazla çalismayla kendi bünyesini mahvedebilir. Ama kendi iradesiyle onu önemli bir hastaliktan da döndürebilir.Çok az hasta olurlar. Olursa da ciddi bir hastaliga yakalanir. Uzun bir dinlenme, davranisini degistirme, alev alev içini yakan gücenikligi birakarak, huzur içinde durumu kabul etme, en iyi tedavi yoludur. Akrep, dinle derinden ilgilenir, yasam ve ölümle ilgili bütün konulara büyük merak duyar, sekse ihtirasli bir ilgi besler ve reform arzusu onu siddetle çeker. Kendini aile baglarina ve askina adamistir. Çocuklarini sefkatle korur. O ya aziz ya da bir günahkardir. Ihtiraslarini açikça hiçbir zaman belli etmez. Kesinlikle kontrolü ele alir. Eger gerçekten istiyorsa, istedigi sey kesinlikle hayal olmaktan çikacaktir. Pluto'nun karanlik, sihirli ve gizemli gücü; sogukkanli, dikkatli, kararli bir gayretle arzularini gerçege dönüstürür.

2 Mayıs 2008 Cuma

Okuyalı dakika bile olmadı

Daha bu yazıyı okuyalı dakika bile olmadı ama okumayı seven insanların hak edeceği türden bir yazı bence. Facebooktan bana gönderen Mustafa'ya çok teşekkür ediyorum ve okuyun diyorum:

Yıllar sonra öğrendim ki...
Öğrendim ki...
Kimseyi sizi sevmeye zorlayamazsınız.
Kendinizi sevilecek insan yapabilirsiniz,
Gerisini karsı tarafa bırakırsınız.

Öğrendim ki...
Güveni geliştirmek yıllar alıyor,
Yıkmak bir dakika.

Öğrendim ki...
Hayatında nelere sahip olduğun değil
Kiminle olduğun önemli.

Öğrendim ki...
Sevimlilik yaparak 15 dakika kazanmak mümkün
Ama sonrası için bir şeyler bilmek gerek.

Öğrendim ki...
Kendini en iyilerle kıyaslamak değil
Kendi en iyinle kıyaslamak sonuç getirir.

Öğrendim ki...
İnsanların başına ne geldiği değil
O durumda ne yaptıkları önemli.

Öğrendim ki...
Ne kadar küçük dilimlersen dilimle
Her işin iki yüzü var.

Öğrendim ki...
Olmak istediğim insan olabilmem
Çok vakit alıyor.

Öğrendim ki...
Karşılık vermek
Düşünmekten çok daha basit.

Öğrendim ki...
Bütün sevdiklerinle iyi ayrılman gerek
Hangisi son görüşme olacak bilemiyorsun.

Öğrendim ki...
'Bittim' dediğin andan itibaren
Pilinin bitmesine daha çok var.

Öğrendim ki...
Sen tepkilerini kontrol edemezsen
Tepkilerin hayatını kontrol eder.

Öğrendim ki...
Kahraman dediğimiz insanlar
Bir şey yapılması gerektiğinde
Yapılması gerekeni
Şartlar ne olursa olsun yapan kişiler.

Öğrendim ki...
Affetmeyi öğrenmek deneyerek oluyor.

Öğrendim ki...
Bazı insanlar sizi çok seviyor
Ama bunu nasıl göstereceğini bilemiyor.

Öğrendim ki...
Ne kadar ilgi ve ihtimam gösterseniz de
Bazıları hiç karşılık vermiyor.

Öğrendim ki...
Para ucuz bir basarı.

Öğrendim ki...
En iyi arkadaşla sıkıcı an olmaz.

Öğrendim ki...
Düştüğün anda seni tekmeleyeceğini düşündüğün bazı insanlar
Kaldırmak için elini uzatır.

Mustafa çok teşekkür ederim, yazının güzelliği kendi içinde yatıyor, umarım daha çok insan bunu okuyup bir anlam verebilir.