12 Eylül 2008 Cuma

Livin' on the edge

This one will be in english so if you don't like to read more and more english every day you can skip this one. The reason I decided to write this in english is because for this one moment right now, I want to write in english, the language that we watch the movies of love and passion (ok. maybe french movies are much better in this sense). During the boring single way of life which many many people have in the world now, I decided to write again; but the funny thing is my job supposed to be one of the most boring jobs ever made, which is computer science and engineering. Going to work at 8.00 am in the morning and after 5.00 pm returning to your home and friends is a bit (well not a bit!) disappointing since while living the childhood we all dreamed to have different lives, which includes a lot of fun. The more we age the less fun exists in our lives, in every way because the time shrinks, your job, sleep. Yet again, there are many things that give people power to provide what they really want, at least I believe it. To be honest I believe that if you are successful you deserve a good life, but being successful in only your job field may not be enough for the life you want, which I think is the situation for most of the students. Thou shall also be lucky which is most of the time provided by god himself, and if you are both lucky and successful I see no reason (I don't see anyone but some people may) for you to live the life you want.
What kind of life you want ? Joy, lots of friends, alive, partying every night coming late, drinking a lot, doing a good job ? Or more peaceful like a house near the sea, waking up by ocean voice, playing with your dog ? The point here is what kind of person you are, because if you are a normal person you have to want the whole pie which includes everything in life, it is like an "alles-inclusive" hotel packet for vacation. Several million dollars, a great house, perfect wife/girlfriend, kids, car, job, party, approximately everything a person can think of. So now the problem is how many years an ordinary (yes yes it is you!) person needs to spend to be one of the coolest people ever lived on the planet. Oh I forgot, maybe you are one of the people that want their name to live forever in the history of mankind (who am I kiddin' by the way everyone likes this idea), maybe 50 years ? Einstein found the nuclear bomb and the e=mc^2 formula which (until now without any problems) provided him a permanent name on earth. So 50 years is enough I think, but after 50 years people always say "oh I want to be at your age" (which is 19 now, and I think I ruined the (supposed to be) best 3 years of my life by doing the things I don't want to.) and they add, "you should know the value for these ages".
The paranthesis' start to look like I'm coding now, then why not try a piece of:
/*
**Author: god
**Purpose:humanity
**/
public class Earth implements Mountains, Oceans, Animals, Plants, Seas, Lochness
{
public Earth(Person Adam, Person Eve)
{
static int days = 7 ;
static long int peoples ~= 6.000.000.000;
static double speed = 40000/24; /*km/h*/
}
public bool rotation()
{
if(speed!=40000/24)
return false;
else
return true ;
}
public static void main(String[] args)
{
System.run(new Earth(adam, eve));
if(!earth.rotation())
System.dispose(this.Earth);
Universe.exit();
}
}
Here, a basic code for our lives. God damn it, we are not even in the main method.

7 Eylül 2008 Pazar

Turkcell'de staj

İnternetten başlamadan önce çok araştırmıştım öyle çok detaylı bir bilgi bulamamıştım. Stajımın bitmesine bir hafta kalan arkadaşlarla Turkcell'de staj yapmanın nasıl bir duygu olduğunu ve size neler kattığını paylaşmak istedim. Öncelikle Turkcell hakkında biraz genel bilgi verelim: Turkcell Türkiye'nin ilk GSM operatörü, 1994 yılının şubat ayında kurulmuş, ve bugün yaklaşık 35 milyon aboneye hizmet vererek Türkiye'deki GSM sektörü pastasından en büyük payı koparan şirket. Aynı zamanda New York borsasına açılabilmiş tek Türk şirketi, bu açıdan da büyük bir önem teşkil ediyor. Bununla beraber Türkiye'nin %100'ünü ve dünyanın da çok büyük bir bölümünü yabancı operatörle "roaming" anlaşması yaparak kapsıyor. Yani en işlerini en titiz tutan operatörlerden bir tanesi. Bu yüzden de doğal olarak Türkiye'de veya yurtdışında öğrenim görüp iyi bir şirkette staj yapmak isteyen uygun bölümlerdeki (işletme, mühendislik, pazarlama vb.) öğrencilerin kritik bir hedefi haline geliyor.
Öncelikle şunu belirtelim Turkcell'de staj yapmak çok da kolay bir iş değil, güçlü bir CV'niz olması gerekiyor; burada çalışan insanlar gerçekten işini iyi yapan ve kazandığı parayı hak eden insanlar. Turkcell'in size stajda sağladığı şeyleri sayacak olursak; asgari ücret kadar maaş alıyorsunuz, ticket şirketinden size verilen bir kart sayesinde ister yemekhanesinde ister dışarıda yemek yiyebiliyorsunuz, çoğunlukla çalıştığınız ofisteki insanlarla aynı şartlara sahip oluyorsunuz, aynı büyüklükte bir bölme, telefon, bir bilgisayar, sınırsız çay, kahve, kola, fanta, gazoz gibi içecek hastalarını cezbedecek özellikler de yok değil. Bunlar güzel özellikleri ancak bir de stajın sizin için ne kadar yararlı olacağını göz önünde bulundurmakta fayda var. Her şeyden önce çalışacağınız departmanın sizin için en yararlı departman olduğunda karar kılmalısınız, yani eğer mesleğiniz elektronik haberleşme mühendisliği ise, gidip o mühendislerin çalıştığı departmanı öğrenmeli ve şehir farkı gözetmeden o departmanda staj yapmalısınız, bu hem sizin hem de Turkcell için en önemli şey. Bundan sonra göstereceğiniz başarı sizin ileride işe alınmanızda etkili rol oynayabilir. Çalışma saatleri diğer pek çok şirket gibi sabah 8 akşam 5 ve servisleri var, aynı zamanda çalışanlarına çok iyi baktığını düşünürsek (cep telefonları, laptoplar, pda'ler, hediyeler, yarışmalar vs vs...) başvuru sayısının çok olacağı bir şirket olduğu kesinlik kazanıyor, bu da sizin bu yarışa ne kadar önde başlarsanız o kadar avantajlı olduğunuzu gösterir. Ekip genelde dinç ve dinamik bir ekip, eğlence anlayışı pek çok insanla uyuşuyor o yüzden gerçekten sorunsuz bir staj yaşıyorsunuz.
Staj için başvurunun çok olacağını düşünüyorsanız bu konuda da haklısınız. O yüzden işte size birkaç tane ipucu, bunlar kesin işe yarar demeyeceğim çünkü genel-geçer şeyler yani her yerde işinize yarayacak şeyler ancak umarım başvuruyorsanız kabul edilir.
- CV'niz güçlü olsun. Daha önce çalışma deneyiminiz yoksa gerçek anlamda bildiklerinizi yazın ancak şişirmeyin veya boş yere sayfalarca yazı yazmayın.
- Çalışma deneyiminiz varsa orta detayda bunu anlatın, ve iş yapabildiğinize onları ikna edin.
- Eğer mülakata çağırılırsanız büyük ihtimalle yolun yarısına gelmişsiniz demektir ama unutmayın yarısı yetmez. Burada kendinize güven duyduğunuzu ve bunu yapabileceğinizi onlara gösterin, bilgilerinizden bahsedin, ve onlara yeni ne sunabileceğinizi söyleyin. (ben bir buçuk sayfa yazı yazmıştım hazırlık olarak ve içinde gerçekten yenilikçi fikirler vardı!) Orada çalışan insanlar da sizden çok farklı değiller, ama yeni bir fikir gerçekten sizin alınmanızda önemli rol oynar; bu hem yaratıcılığınızı hem de becerinizi gösterir.
- Turkcell'de çalışan insanlar bunun bir ayrıcalık olduğunu biliyorlar, o yüzden bunu onlara çok fazla hatırlatılmasına ihtiyaçları yok. "Piyasada lider", "bir mühendis için uygun tek yer", "tek operatör" gibi laflara karınlarının tok olduğundan eminim. Yine de illa söyleyeceğim diyorsanız bunu onların gözünü boyamak için söylemeyin, çünkü zaten biliyorlar. Açık sözlü olun, "Cv'imde Turkcell iyi gözükür diye düşündüm" deyin veya bunun gibi şeyler, gerçekten düşündüklerinizi söyleyin, çünkü onlar ne düşündüğünüzü az çok tahmin edebiliyorlar, siz işe aldıkları ne ilk stajyersiniz, ne de sonuncu olacaksınız :) . Bunlar tabi ki sadece benim düşüncelerim, sizi yanlış yönlendirmek istemem, sonuçta herkes kendi hareketlerinden sorumludur, ancak yine en önemli şey bilgili olma' da bitiyor, eğer gerçekten kendinizi geliştirdiyseniz ve bunu onlara anlatabilirseniz başarısız olmanız pek mümkün değil gibi gözüküyor.

5 Eylül 2008 Cuma

Google Chrome

Tekrar merhaba. Yine upuzun bir aradan sonra başladım yazmaya ama bu defa hem yazacak hem de paylaşacak çok fazla şey var. Önce Google'ın hemen hemen bir kaç gün önce tanıttığı Google Chrome isimli open source olan ve şimdilik beta sürümünü kullandığımız yeni tarayıcısından biraz bahsedeyim. Bilgisayarı sık kullanan pek çok insan gibi ben de artık düzenli bir internet kullanıcısıyım, ve doğal olarak eğer bir tarayıcınız olmazsa (bu sizin internet sayfalarına gitmek için kullandığınız 3'rd party programlara verilen bir isim) internette güvenli ve düzgün şekilde gezinemiyorsunuz. Tabi artık tarayıcı piyasası da epey bir kızışmış durumda zira bundan önce Windows işletim sistemi kullanan insanlar Internet Explorer'a mahkum iken (Netscape de vardı haklısınız..) artık Mozilla Firefox, Opera, Safari, Maxtone gibi onlarca başka yazılım bulunuyor internette sörf için kullanılabilecek. Bunlara son olarak eklenenlerden (ve en çok ses getirenlerden tabi ki) bir tanesi ise Google Chrome. Zaten her yaptığı işle olay olan bu adamlar bu defa da gelmiş geçmiş en hızlı tarayıcı ünvanını yakalayabilecek bir tarayıcı yaptılar gibi, şimdilik tek rakipleri ise Apple ürünlerinin kullandığı Safari isimli yazılım. Eğer mozilla kullananlarınız varsa eminim çok iyi bilir, Firefox'u vazgeçilmez yapan şeyler ekleyebildiğiniz küçük programcıklardır( add-on veya add-in ). Google, Chrome'u open source yaparak bu tarz yazılımların da kendi sistemine eklenebilmesini elverişli bir hale getirmiş oldu. Güzel ve basit bir kullanıcı arayüzü olan bu yazılım hem hızı hem de diğer programlara olan önemli bir artısıyla dikkat çekiyor. Genelde bir internet sitesinin yüklenirken JavaScript veya Shockwave Flash yüzünden çökmesi artık sık karşılaşılan bir durum olmasa da yine de karşılaşılabiliyor. Bu durumda sizin karşınıza :"Internet Explorer geçersiz bir işlem yürüttü ve kapatılacak" şeklinde bir yazı geliyor, ve siz de hata raporu göndermek ile göndermemek arasında bir seçim yaptıktan sonra açık olan diğer tüm sekmelerinizi de çöken programla beraber RAM de kalan boş yerlere gönderiyorsunuz. Google Chrome bunu ortadan kaldırıyor. Çözüm aslında çok yaratıcı değil bu tarz bir sistemde yapılabilecek en basit çözümle bu problemi ortadan kaldırıyor ama programcılığın temeli kabul edilmesi gereken KISS ( keep it simple stupid) kuralına birebir uyuyor. Normalde diğer sekmelerinizin internet explorer veya mozilla & opera tarzı tarayıcılarda çökmesinin sebebi tüm sekmelerin aynı process'e bağlı olması. Google bu işi farklı processlere bağlayarak çözüyor, ancak tüm processler aynı yerde gösterildiği için siz tek bir program içerisinden tüm işlerinizi halledebiliyorsunuz. Bunun aslında RAM' de gereksiz bir yük oluşturması gerek ancak google deneyimi burada konuşturuyor ve bilgisayarınız kitlenmeden onlarca sekme çalıştırabiliyor.

Google bu son hamlesi ile işletim sistemlerine özgü olan tarayıcıların köküne (özellikle Windows için) kibrit suyu dökmek istediğini gösterdi. Microsoft'un internette arama motoru olarak kullanmak üzere Yahoo'yu satın almak istediğini hatırlayanlarınız olacaktır. Microsof'un bunu başaramaması onlar için çok ciddi bir kayıp oldu çünkü google şu anda internet kullanıcılarının %51'inin arama motoru için kullandıkları sayfa. Aynı zamanda youtube' u da alan google video açısından da elini inanılmaz güçlü bir konuma getirdi. Microsoft'un hala CD ve DVD ile çalıştığı, sorunlarını telefon ile çözdüğü bu devirde google işi tamamen internete sürükleyerek en büyük rakibi olan ve yıllardır pastadan en büyük payı alan rakibini öldürmek istiyor olabilir. Artık bunu yapması için gerekli olan şeyin ne olduğunu hemen hemen bütün programcılardan tutun bilgisayardan biraz anlayan küçük çocuklar bile söylüyor. Bir işletim sistemi. Google ürünlerini hayatımızın vazgeçilmez bir parçası yaparken hiç zorlanmadı. İşletim sistemini 5'ten fazla kurduğunuzda telefonla numara istemenizi "rica eden" microsoft'u bu nazik tavrını ve ücretsiz halini koruyarak devirmesi çok da zor olmayacaktır. Zaten bunu gmail, google-earth, googlemaps, sketch up, google desktop ve benzeri pek çok programla kalplerimizi fethederken yaptı. Artık yapması gereken şey (ki bence yapıyorlar veya yaptılar geliştiriyorlar) bütün pc oyunlarını uygun bilgisayar donanımı ile, bütün 3rd party uygulamaları da aynı şekilde çalıştırabilecek bununla beraber sadece kendinde çalıştırılabilecek bazı uygulamalar da eklenmiş bir işletim sistemi yapmak. Kimse kolay demiyor, ama eğer yapılırsa pastadan alınan payın google lehine çok hızlı değişeceğinden tanıdığım hiç kimsenin en ufak bir şüphesi yok.