15 Temmuz 2009 Çarşamba

@İstanbul

Heheheh, bütün yazılarımı (şiirler, düz yazılar vsvs) bir dosyada topladım çok tatlı oldu :) Bu arada 3 tane yeni yazı geliyor çok kısa zamanda; şu an kaldığım yer o kadar güzel ve dinlendirici ki insanın bu manzara karşısında durmadan yazı yazası geliyor. Maalesef (ki burada suçlanacak tek kişiyim) Şevval Sam'ın konser biletleri beklediğimden erken tükenerek beni ve arkadaşımı konserden alıkoydu. Leman Sam var aslında yakın zamanda, ama o tarihte de ben istanbulda olmayacağım gibi, bir de üstüne üstlük Leman Sam'dan tasavvufi dinlemek gerek, Yunus Emre'nin eserini çok güzel yorumlamıştı. Her neyse henüz gelişme aşamasında olan 3 tane yazı(cık) ve bir de sevimli bir şiir çıkabilir bu deniz manzarasından, istanbul her zamanki gibi beklediğimden iyi ağırlamış oluyor beni :) Bu arada annem Can Yücel'in gazetede yayınlanan şiirlerinden bir tanesini kesmişti benim için geçenlerde, son 3-4 mısrasında dayanamadım, her yerden serbest çağrışımlar gelip geçiyodu kafamda :) Ali Poyrazoğlu da kullanmış şiirlerinden bir tanesinde

Hayat dediğin üç gündür,
Dün bitti, yarın ise meçhuldür
Aslında hayat dediğin bir gündür
O da bugündür.

Bittim mu satırlara ya, okudukça yazasım geldi, karaladım bişiler :) Kısa zamana kadar yazdıklarım dağınık haldeydi, istanbula gelmeden önce hepsinden ikişer kopya olacak şekilde ciddi ciddi düzenledim, o arada da uzun zamandır okumadığım çok keyifli şeylerle karşılaştım. Zaten son on gündür hayat çok enteresan lafını o kadar çok sarf ettim ki "god himself" ne var lan bu kadar enteresan ben yarattım ben bu kadar şaşırmıyorum diyecek :P Ben de kendisine hocam gün bugündür dicem :P

PS. Bunu da karstan okuyun canlarım benim, ama olsun oraya da gelicem nası olsa, 10 yıl ailem için gittim doğuya, bir 10 yıl da sizin için gelirim ben :) üşenmem bilirsiniz =) Ağustosta karstayım :)

9 Temmuz 2009 Perşembe

A Life Without FaceBook!

Yakın zamana kadar herkesin sahip olduğu facebook hesaplarından bir tane de benim vardı. Kapattım. FaceBook'un çok bir işe yaradığını görmedim açıkçası, gerçi internetteki şeylerin ne kadarı işinize yarıyo o da ayrı ama olsun, yine de tamamen kapatmadım 'geri gelicem' dedim :) O kadar çok kişi sordu ki noldu da kapattın diye hepsine cevap vermekten yoruldum; bir şey olmadı sıkıldım dedim, internete girdiğim zaman kontrol etmek istemediğim bi site oldu dedim, öyle ki bana mailden ulaşamayanlar facebooktan mesaj atar hale gelmişlerdi. Biraz da bunu yok etmek istediğimden bir çırpıda kapatıverdim =) İnsanlar kölesi olmuş gibi geldi bi de, kardeşim başından kalkmıyo bilgisayarın, dur şunu da ekleyim bu da güzelmiş, bunu da ekleyim...Bununla chat yaparken tanıştık, bunla online poker oynarken..Zaten sevmedim bu internet üzerinden tanışma işini, bir de bunun bağımlısı oluyo etrafımdaki insanların bir kısmı.

3 Temmuz 2009 Cuma

R.I.P Michael

O günden beri bunun hakkında yazmak istiyodum ama fırsat olmadı, internete giremedim bir türlü, hoş o şoku atlatmak da kolay olmadı gerçekten. Bilgisayarın başından yeni kalkmıştım, saat gece 2 ye geliyordu ve saat 2'de istanbula doğru yola çıkıcaktım kardeşimle beraber. Yatağa uzanmıştım, gözlerimi kapamıştım, ne güzeldi birazdan bomboş yollarda Türkiye'nin en güzel şehrine doğru yola çıkıcaktık, her ne kadar gidiş amacımız eğlenmekten farklı olsa da.. Kardeşim odaya girdi ve kuzenimle beraber aynı anda söylediler:

-"Mavi Domates"
-"Olm uykum var uğraşmayın benimle"
-"Michael Jackson var ya.."
-"Eee.?"
-"Artık yok!"

Önce inanmadım, çünkü pek çok insan gibi ben de onun ölebileceğine inanmıyordum, hem de dünya turnesinin hemen öncesinde ? Yüzmilyonlarca hayranı onu beklerken, belki de son konserlerini dinlemek için biletlerinin çıktığı gün tükendiği Michael ? Black or White şarkısı için 900 'lü hatlarda tarifeli telefon kurulan Michael ? Irkçılığa en büyük darbelerden bir tanesini sadece varlığı ve şarkılarıyla vuran adam ? İçeri gitmedim bile, gerçek değildir birisi şaka yapıyordur diye düşündüm, hatta ilk aklıma gelen de kardeşim ve kuzenim oldu, "olm keklemeyin bozuşuruz" dedim. Gerçek değilmiş gibi geldi tabi ki ve unuttum öyle bişeyin olduğunu.

Yola çıktık. Hangi radyo kanalını açsak Michael Jackson çalıyor. Thriller, Bad, They Don't Care About Us... O zaman gitti dedim içimden. Üstelik bir gün önce Moonwalker vardı televizyonda ve o kadar istememe rağmen kardeşimin saçma sapan programlar izlemesi yüzünden tekrar izleyememiştim. Birkaç gün önce konuşuyordu insanlar en büyük cenaze töreni olucak da, Lady Diana'nınkini gölgede bırakıcak diye... Çocuklarıma bile anlatıcak bir gün yaşadım ben o gün. Keşke gitmeseydin dev adam. Müzik senin gidişinle atalarından birini kaybetmiş oldu, sadece kendi dönemine değil sonraki ve sonraki kuşaklara bile değicek senin müziğin. Mükemmel ayak oyunlarının videolarını izleyecek insanlar; Billie Jean'i dinleyecekler bizim şimdi Elvis'i Eagles'ı izlediğimiz, dinlediğimiz gibi. Keşke gitmeseydin tuhaf burunlu adam. Her ne kadar Scary Movie'lerde o burnun yerinden koptuğunu görmek artık klasik olduysa, o şaka bile ağır gelicek artık. Keşke gitmeseydin Michael, ama çok ilginç bir şekilde vefatınla bile insanları birleştirebildin sen, şimdi hem milyonlar gelicek senin cenazene, hem de 25 haziran artık senin oldu. İyi ki doğdun tuhaf adam :) R.I.P