20 Nisan 2008 Pazar

gidemedik :(

gidemedik şehr-i istanbula. bu defa benden kaynaklandı gibi gerçi ama bunca proje varken özellikle de dönem projesi varken riske atmak istemedim. gerçi bütün gün istanbul vardı aklımda acaba şimdi nasıldır diye havalar da ısınmaya başlamıştır artık orda tam gezilecek kıvamdadır ne çok sıcak ne soğuk ne çok nemli ne kuru... hal böyle olunca günümün büyük kısmını ( ki cidden büyük bir kısım yaklaşık 6-7 saat gibi ) Philippa Gregory'nin Boleyn Kızı adlı romanını okuyarak geçirdim.

Valla ilginç bir tesadüf sonucunda son dönemde aldığım kitapların neredeyse tamamı tam zevkime hitap edecek şekilde çıkmıştı. Adam Fawer'in Empati si özellikle çok güzeldi diyebilirim de (olasılıksız 'ı da okudum) bu kitap tam da zevkime hitap eden bir tür olmamasına rağmen, ki burada kast ettiğim şey roman türü değil böyle entrika içeren şeyleri sevmem ben osmanlı hanedanını anlatan safiye sultanı veya ramsesi bu yüzden okumamışımdır, bu kitapta feci bi çekicilik var ya (ve yine hayır kapaktaki natalie portmanla alakası yok). yani aslında önceleri biraz canım sıkıldı diyeceğim ama öyle de olmadı hem çok kalın bir kitap yani 820 sayfa falan heralde ve okumayı çok seven benim bile biraz gözümü korkuttu ama insan okumaya başlayınca feci kaptırıyor kendini. hem aşk da içeriyor kitap o yönden tam benlik diyeceğim ama yazarın kaliteli olmasının faydaları kesinlikle yadsınamaz, çünkü hisleri o kadar mükemmel tasvir etmiş ki bazen insanın vay anasını diyesi geliyor. filmi de geliyormuş sanırım mayıs ayında ama yine de kitabı filmden önce tavsiye ediyorum, Türkiye de genel bir kanı olarak filmini izledikten sonra kimse (ki ben de dahilim sanırım) kitabını okumakla uğraşmıyor. inanın bu beyhude bir tavsiye değil sadece bugün yaklaşık 500 sayfa okudum ve hala okumak istiyorum ama gözlerim acıyor.

Diğer okunabilecek kitaplar tavsiyelerim de şöyle (yazayım da tam olsun di mi :)) :

Adam Fawer-Olasılıksız
Adam Fawer-Empati
Paco Alghren-Ölümsüz
Sunay Akın-Ay Çöreği ve Deniz Yıldızı
J.R.R Tolkien - Hurin'in Çocukları

Aslında hepsi olmasa da çoğu birbirinden farklı kitlelere hitap ediyor bu bakımdan herkese tavsiye etmek çok doğru gelmiyor ama yine de kısa dönemde okuyup da tavsiye edeceğim birilerinin beğenisi kazanacağını tahmin ettiğim kitaplar bunlar. Ha bir de Imprimatur isimli bir kitap var aslında onu tavsiye etmek istiyorum ama hala okumaya fırsat bulamadım.

En çok roman türünü seviyorum kitap olarak; romanların içinde de 1600-1800 Fransa'sını anlatan kitapları. Bunlara bir kaç örnek vermek gerekirse Sefiller(Victor Hugo), Monte Kristo
Kontu (Alexander Dumas) verilebilir. Imprimatur da bunlardan bir tanesi yanlış hatırlamıyorsam yine aynı yılların Fransa'sını anlatan bir eser. Yazarları Rita Monaldi ve Francesco Sorti isminde iki kişi. alırken kitapla beraber bir de CD geliyor yanında müziklerini çok dinleyemedim ama sanırım kaliteli klasik müzik gibi. onu da tavsiye ederim
nasıl olsa Boleyn Kızı yarın biter ben de bir başka boş zamanımda Imprimatur'u okuyabilirim...

Hiç yorum yok: