Talat Halman' dan Sabahattin Eyuboğlu'na, İbrahim Edip' den Yahya Kemal Beyatlı' ya onun dizelerini, rubailerini çevirdiler. İran devletinin adını tarihe yazdıran gelmiş geçmiş en büyük düşünürlerden biri oldu. Yazdığı rubailer neredeyse yeryüzünde her dile çevrildi, çünkü hitap etmediği hiç kimse yoktu, aşıklardan alkoliklere, hastalardan politikacılara herkese sesleniyordu. Ben de Dost Kitabevinden aldığım incecik bir derlemesinden gözüme güzel, kulağıma ahenkli gelenleri yazayım dedim :) here it comes :D
Dünyada akla değer veren yok madem,
Aklı az olanın parası çok madem,
Getir şu şarabı, alsın aklımızı:
Belki böyle beğenir bizi el âlem!
*
Adam olduysan hesap ver kendine
Getirdiğin ne ? Götüreceğin ne ?
Şarap içersen ölürüm diyorsun:
İçsen de öleceksin, içmesen de!
*
Sevgili seninle ben pergel gibiyiz
İki başımız var bir tek bedenimiz
Ne kadar dönersem döneyim çevrende
Er geç baş başa verecek değil miyiz ?
*
Ferman sende ama güzel yaşamak bizde
Senden ayığız bu sarhoş halimizde
Sen insan kanı içersin biz üzüm kanı
İnsaf be sultanım, kötülük hangimizde ?
*
İçer, sarhoş olurum, aklım şu kadar kalır,
Ne zaman ayılmaya görsem neşem dağılır
Öyle bir hali var ki insanın, ne sarhoş, ne ayık
İşte en güzel yeryüzünde öyle yaşamaktır.
*
Dostunu erkekçe seven kişi
Pervane gibi özler ateşi
Sevip de yanmaktan kaçanların
Masal anlatmaktır bütün işi
*
İnsan yüreğinde mum, yakılmak ister
Dost yok: yara kalmışsa dikilmek ister
Aşk cahili, yanmak ve dayanmak bilmez;
Aşk kendi gelir-okulda öğretmezler.
*
Bir tatlı, güzel kız, gelse şu mevsimde eğer
Bir kırda kadeh doldursa, şarap verse eğer
Herkes kınasın varsın, bu sözümden ötürü
Hayyam köpek olsun, cenneti isterse eğer
*
Ansızın kulu kölesi olduk o dilberin
El çektik, her cennetten, her tövbeden
Sofu müslüman olmuş dönerken herkes
Biz koyu putperest döndük Kâbeden.
*
Bilgenin yüreğinde her dilek,
Anka Kuşu gibi gizli gerek.
Damla nasıl inci olur denizde ?
Sedefler içinde gizlenerek.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder