------------Spoiler Alert------------
Bütün hayatım boyunca bir kaç film haricinde vizyondayken tekrar tekrar gittiğim film olmamıştır. 'Eternal Sunshine of the Spotless Mind' mesela, 'Titanic', 'Cumhuriyet' bunların her birine 2 veya daha fazla defa gittim. Soundtrack hastası bir insan olarak Hans Zimmer, James Horner, John Williams (hadi Klaus Badelt de POTC ile) en beğendiğim isimlerdir. Şimdi en basitçe açıklamak gerekirse James Horner ve James Cameron'un bir araya geldiği film Titanic, hala dünya gişelerinde hasılat rekorunu elinde bulundurmaktadır (1 milyar doların üzerinde) ve eminim çoğunuz hatırlayacaksınız ki Titanic 11 oskar heykelciği ile dünya rekorunu "Ben Hur" ve "LOTR Return of the King" ile paylaşıyor. Hal böyle olunca insanın Avatar filminden beklentisi hayli yüksek oluyor ki zaten 9 oscar nomination alabileceği söylendi sadece şimdilik. Üstüne yetmezmiş gibi bir de Cameron efsanesinin kendi kameralarını tasarladığı, filmin grafiklerinin render edilmesi için data çiftliklerinin kurulduğu, ve elde edilen rendering sırasında 1 PB (=~ 1000000 GB) dataya ulaşıldığı iddiaları geçince merakımız iyice yükselmişti. Gelelim filme...
Eğer birazcık sinemaya saygınız varsa, bu filme gidin. 3D gidin, arkada çalan müziğin size arada sırada nasıl da Titanic'i anımsattığını dinleyin, James Horner'a saygı duyun. Filmleri bütün olarak değerlendirmek gerek diye düşünüyorum, müziğinden senaryosuna, oyunculuklardan efektlere; gerçekten falso aradım ve bulamadım. Sinemada özlediğim tarzda bir şey izlemek çok güzeldi gerçekten, bundan önce Tim Burton keyiflendiriyordu günümüzü (9'u da izleyin! ve alice in wonderland geliyo mesela) ama bu tarzda, hem görsel şölen hem senaryo keyfi, hem de işitsel şölen sanırım LOTR'den beri yoktu ortalıkta. Her ne kadar Peter Jackson'ı bende sıkı LOTR fanları gibi çok eleştirsem de (hikayeye sadık kalmadığı çok fazla yer vardı) bize gerçek anlamda keyifli bir film izletmişti. Öte yandan James Cameron'un bütün dünyayı gerçekten tasarladığı söyleniyor, yani filmde Pandora diye geçen gezegenin büyük bir bölümünü ciddi ciddi oturup hazırlamış. Ha belki bunu bilmiyosunuzdur diye de ekleyim Titanic filminde Jack'in Rose'a ait portreyi çizdiği sahnede çizen kişi de James Cameron imiş.
Gelelim spoilerlere. Toruk Macto gibi bir şeyi düşünen arkadaşı tebrik ediyorum, kesinlikle mükemmel bir fikir olmuş. Sorun şurda ki tahmin edilebiliyor. Filmin başından itibaren Toruk ve o kaplanımsı yaratığa birilerinin Saheylu yapcağı belliydi. Mesela Grace Tree of Souls'un yamacında yatarken, bir bedenden diğerine aktarılabildiğini öğrendik; ki onu da Jake'de deneyecekleri çok aşikardı. Na'vi leri çok sevdim, aslında yaşanacak şekilde yaşıyor elemanlar, etrafındaki hiç bir şeyi yok etmeden, bütün bir beraberlik içinde. Albayın ölmesi çok uzadı, anladık sonuna kadar savaşan bir tip, ama yine de o kadar uzatmak anlamsızdı. (o kadar seviyoruz dedik James Cameron'u şimdi biraz eleştirelim di mi? =D) Ha mesela Jake'in dua ettiği sahne çok güzeldi, "probably I'm just talking to a tree" diye başlayan ve "bizim dünyamızda hiç yeşillik kalmadı, hepsini hallettik" diye devam eden. Sonra mesela ilk İkran'ı seçme sahnesi de süper hazırlanmış. İkranların seçim şeklini de çok beğendim, eğer seni öldürmeye çalışıyorsa seni istiyo demektir gibi bişi olmuş :D Ben gece seansında da gittim, gündüz seansında da gittim, mümkünse gece gidin, ordan çıktıktan sonra her yer sessiz oluyo, ya şurda bi İkran olsa da saheylu yapsam diyosunuz :P Geyik olarak "iyi bari uyum sorunu yaşamadı birinden diğerine geçerken", "o ne la USB gibi", "ya o port kapalıysa" gibi saçma sapan şeyler de yapabilirsiniz ama yapmayın! Iknimaya dağları'nı Peter Pan's neverland gibi hazırlamışlar, o müzikle beraber orayı görünce gerçekten insanın gözleri doluyor :)
James Cameron film yapmakla da yetinmemiş, pandora gezegenini anlatan birkaç tane kitap hazırlamış bunları amazon.com da avatar diye aratarak mümkün. Düşünsenize sinemaya durmadan böyle filmler geldiğini :)
Unutmadan:
I see you.
------------Spoiler Alert Bitti :)------------
Bu uzun bir zaman dilimi içerisinde buraya yazabileceğim son yazı olucak. (belki 3-4 ay gibi) Elimde o kadar çok yarım yazı birikti ki onları tamamlamadan buraya tekrar yazmak istemiyorum; 2010 bu yazıyı okuyan herkese oyuncaklar kadar güzel günler getirsin diyorum (evet hala seviyorum oyuncakları alla alla)ve uzunca bir süreliğine hoşçakalın diyorum. :P
1 yorum:
Hi, sorry to comment here, just to let you know I've replied to ur comment at http://www.technicalypto.com/2010/02/find-common-parent-in-binary-search.html
Yorum Gönder