Midyelerle doyan martılara ve kedilere, bir de o güzelim sahilin muhteşem bulutsuz gece manzarasına.. Bana borcunu ödedin istanbul, kal sağlıcakla...

Bir Deniz Kabuğu'nun Hikayesi
Sabahleyin gördüm onu ilk
Bu bir midye mi,
Yoksa istiridye mi ?
Bir deniz kabuğuyum ben, dedi
Anlatayım hikayemi...
Dün ıstakozla laflıyorduk
Pek severim kendisini
Duydun mu dedi
Bu gece ne rüzgar uğultusu
Ne de bulut pırıltısı varmış
Karanlık bastırınca yüzdüm tabii
Şöyle güzel, manzaralı bir yere
Işığı hemen buldu gözlerimi fakat
Benim yerim denizin dibi
Onunkisi bulutların tepesi
Çok özlemişim kendisini
Işıl ışıl hanımefendi
Böyle anlatınca sevgisini
Şaşırdım duyunca ben
Midyeler de aşık olabilir mi ?
Bir deniz kabuğuyum ben, dedi
Daha bitirmedim hikayemi
Çok konuştuk hanımefendiyle
Batırdık ayı, güneş beliriverdi
Kutup yıldızı sevmez güneşi
Saklandı hemen, dedi
Yüzemedim de geri
Deniz de çekilince tabii
Bir baktım ki
Her yanımda terlik izleri...
Martı çığlıkları sardı her yanı
Dedim ki kabul et bu son duamı
Madem öleceğim biri duysun sesimi ancak
Bu kişi kutup yıldızına aşkımı anlatacak
Sonra da sen çıkageldin delikanlı
Koca sahilde bir sensin çıplak ayaklı
Atayım seni gerisin geri denize
İstemem dedi, son kez geldim onla göz göze
Peki söyle bana dedim
Ne yapayım senin için ?
Önce bana midye demeyeceksin !
Bir deniz kabuğuyum ben, dedi
Sen al beni.
Can vermeyim bir martının gagasında
Celladım olmasın sevimli bir kedi
Verdikten sonra son nefesimi
Sen al beni
Belki anlatırsın hikayemi...
Arman Hilmioğlu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder